Kişisel öğrenme ortamları, eğitim alanında da kullanılan Web 2.0 teknolojisine verilen genel bir ifadedir. Belli bir öğretim programını izleyen yapılandırılmış sistemler olan geleneksel öğrenme ortamlarına nazaran öğrenenlere daha esnek bir öğrenme ortamı sunan sanal ortamlardır. Kişisel öğrenme ortamları, öğrenenlerin diğer öğrenenlerle sosyal ilişkiler kurarak ihtiyaca göre düzenlenebilen içerikle öğrenme için seçilen farklı, kolay ve etkileşimli bir yoldur. Kişisel öğrenme ortamları, öğrenenlere aşağıdaki fırsatları sunmaktadır:
- Kendi öğrenmelerinden sorumlu olma
- Kendi öğrenme hedeflerini belirleme
- Yaratıcı ve yenilikçi etkinliklerle kendi öğrenme deneyimlerini kolaylaştırma
- Kendi bilgi ortamlarını kurmaları ve yönetmeleri
- Kendi öğrenmelerini kontrol etmeleri ve yönetmeleri
- Çevrimiçi ortamda kimlik oluşturma/tanınma
Kişisel öğrenme ortamları, içinde barındırdığı elektronik dökümanlarla hem kendimizin ve hem de arkadaş çevremizin okuduğu makalelere, izlediği filmlere, haberlere, radyo programlarına, haberlere ulaşmamızı sağlayarak öğrenme ortamımızı geniş bir ekosisteme dönüştürmektedir. Bu açıdan bakıldığında kişisel öğrenme ortamları, öğrenmede bağlantıcılık (connectivism) teorisinin ilkelerine uygundur.
Bağlantıcılık, George Siemens ve Stephen Downes tarafından ortaya atılan bir öğrenme teorisidir. Bu teori öğrenmenin bağlantılar yoluyla başlaması ve yerleşmesi ilkesine dayanmaktadır. İnternet ortamına katılan her birey öğrenme ortamının bir parçası haline gelir. Kişisel öğrenme ortamları da bağlantıcılık ilkesine dayalı hareket etmektedir. Bu ortamlar öğrenme merkezi olarak görülen eğitim kurumları üzerindeki yükü azaltarak bireylere yüklemektedir. Bu ortamlar sayesinde uzaktaki eğitim hizmetleri öğrenme ortamlarında kişileştirilmektedir. Aynı zamanda öğrenenler sadece öğrenme kaynaklarına ulaşmakla kalmamakta, yeni bilgi oluşturarak diğerleri ile paylaşmaktadır. Bu teori ile öğrenmenin sadece bilgi, enformasyon veya içerik aktarma işi olmadığı, aynı zamanda bireylerin yeni bilgiler üretebildikleri ve ürettikleri bilgileri arkadaşları ile paylaşabildikleri sonucuna ulaşılmaktadır.
Web 2.0 teknolojileri, insanların sanal ortamlarda bir araya geldikleri, iletişim kurdukları, birlikte çalıştıkları uygulama ve araçları sağlamaktadır. Bu nedenle Web 2.0 araçları kişisel öğrenme ortamları için en uygun araçları sağlamaktadır. Kişisel öğrenme ortamlarında kullanılan Web 2.0 araçlarına aşağıdaki örnekler verilebilir:
- Başlangıç sayfaları; Netvibes, Protopage, Symbaloo,UStart, Spaaze
- Kaynakça (bibliography) araçları; Mendeley, Zotero
- Sosyal etiketleme (bookmarking) siteleri; Linkatopia, Connotea, StumbleUpon, Reddit, Blinklist, BuddyMarks, Chipmark, CiteULike, Diigo, Delicious
- Çevrimiçi depolama ortamları; SkyDrive, GoogleDrive, Dropbox
- Akademik paylaşım siteleri; ResearchGate, Academia, Slideshare, Scribd
- RSS beslemeleri
- Arama motorları; Google, Yandex, Bing
- E-posta sağlayıcılar; Gmail, Yahoo, Hotmail, Windowslive
- Video ve resim paylaşım siteleri; Youtube, Dailymotion, Flickr, İnstagram
- Blog servisleri; Blogger, Tumblr, Wordpress
- Wiki servisleri; Wikispaces, Wikipedia, Wikia
Bu uygulamalar dışında dünya çapında bir çok üniversite, internet ortamında öğrencilerine, öğretim elemanlarına ve onların ve kurumun sağladığı kaynaklara erişim kolaylığı sağlamak için kendi uygulamalarını geliştirmektedir. Örneğin Bolton Üniversitesinin PLEX, Virginia Mary Washington Üniversitesinin UMW Blog gibi uygulamaları, öğrenenlere esnek kişisel öğrenme ortamları sağlamakla kalmamakta, öğrencilerin ve öğretim elemanlarının yaptıkları çalışmaları sunabilecekleri, düşüncelerini paylaşabilecekleri, tartışabilecekleri, işbirliği oluşturarak projeler geliştirebilecekleri kişisel ortamlar sağlamaktadır.
Kişisel öğrenme ortamlarının öğrenme açısından güçlü yönleri şu şekilde sıralanabilir:
- istenildiği zaman, istenildiği yerde öğrenme imkanı vermesi,
- yaşam boyu öğrenmeyi desteklemesi,
- öğrenen merkezli olması,
- geleneksel okul ortamı dışında kalan öğrenenleri desteklemesi,
- kullanımının kolay olması,
- içeriğin kullanıcılar tarafından kontrol edilebilir olması,
- bireylerin sosyal varlığını ön plana çıkarması,
- teknolojideki gelişmelere, yeniliklere çabuk uyum sağlaması.
Kişisel öğrenme ortamlarının öğrenme açısından sınırlılıkları ve zayıf yönleri şu şekilde sıralanabilir:
- İnsanların kendi öğrenme ortamlarını tasarlama ve yönetme konusunda kendilerine güvenmemeleri
- İnsanların kendi e-öğrenme ortamını kendilerinin yönetmek istememesi
- Bazı kişilerin dijital okur yazarlık becerilerinin zayıf olması
- Web 2.0 araçlarının sayısının çok fazla olmasının kullanıcıların kafalarını karıştırması
- Öğrenme yönetim sistemi araçlarının kişisel öğreneme ortamı araçlarına göre dersi izleme ve derse katılma konusunda daha kolay görünmesi
- Bir çok öğrencinin hiyerarşik öğrenme modellerine alışık olmaları ve yeni araçlara adapte olma konusunda zorlanmaları
- Bu ortamların kullanımı konusunda öğrencilere yeterli destek verilmemesi
Kişisel öğrenme ortamları açık ve uzaktan öğrenme sistemlerine uygulanabilecek bir anlayış sunmaktadır. Ancak formal eğitimde de etkili bir şekilde kullanılabilir. Bunun için eğitim kurumlarının yeni teknolojilere ön yargılı yaklaşmamaları gerekmektedir. Aynı zamanda kurumlar, öğrencilere kurumun müşterisi ya da kurumun kaynaklarını tüketen bireyler olarak değil, üreten, paylaşan, tartışan bireyler olarak yaklaşmalıdır.
Kaynak:
Altinpulluk, H., Kesim, M. (2015). THE SUSTAINABILITY OF PERSONAL LEARNING ENVIRONMENTS REGARDING 21ST CENTURY SKILLS. Proceedings of INTED2015 Conference 2nd-4th March 2015, Madrid, Spain, 2241-2247
Kesim M., Altınpulluk, H. (2013). The Future Of LMS and Personal Learning Environments. Procedia - Social and Behavioral Sciences, 1-5
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder